Psikolojinin Temel Yaklaşımları Yapısalcılık İşlevselcilik

Psikolojinin temel yaklaşımları ile ilgili bilgileri sizlerle ilerleyen bölümlerde paylaşacağız. Ancak öncesinde psikolojinin, insanların ve hayvanların davranışlarını ve bu davranışların nedenlerini araştıran bilim dalı olduğunu belirtelim.

Ama psikoloji ile ilgili karşımıza çıkan sorularda, hayvanlar genellikle düşünülmezler. İnsan, çevre ve davranışlar bütününe bakarak soruları çözebilirsiniz. İnsanlar kendi davranışlarını, psikoloji sayesine kolayca değerlendirebilir ve bu davranışlarda bir sorun hissederlerse nedenlerini de çözebilirler.

Peki sadece kendi davranışları mı? Bununla birlikte diğer insanların davranışları hakkında da fikir sahibi olabilirler. Sadece bunlar da değil, psikoloji sayesinde çevresi ile daha uyumlu olabilen insanlar, diğer insanların da aynı şekilde uyumlu olmasına yardımcı olabilirler.

Bu bilgilerin sonrasında artık psikolojinin temel yaklaşımları ile ilgili bilgileri sizlerle paylaşmaya başlayacağız. Ancak öncesinde BilgiBilgi‘de paylaşılmış psikolojiye yönelik bazı başlıkların linklerini de aktarmakistiyoruz.

Psikolojinin alt dalları nelerdir?
Psikolojide araştırma yöntemleri

Psikolojinin Temel Yaklaşımları

Psikolojinin temel yaklaşımları, psikolojinin bilim olma sürecinde ortaya çıkmıştır. Bu aşamada, psikolojik süreçler veinsan davranışlarına yönelik farklı yaklaşımlar, farklı kişiler tarafından ortaya atılmıştır. İnsan psikolojisi yani ruh sağlığının da somut birkavram olmaması dolayısı ile her yaklaşımın kendine göre doğruları vardır.

Psikolojide Temel Yaklaşımlar

Psikolojinin Temel Yaklaşımları

Psikolojinin temel yaklaşımları baz alındığında alt başlıkları incelerken de göreceksiniz ki her yaklaşımın kendine göre bir doğruluk payı vardır. Çünkü suyun kaynama derecesi 100’dür ama bir insanın neden mutsuz olduğuna dair kesin bir veri ortaya koymak mümkün değildir. O halde yaklaşımları teker teker ve detaylı bir şekilde ele alalım.

Yapısalcılık

Yapısalcılık: 1879 yılına kadar felsefenin alt dalı olarak değerlendirilen psikoloji, 1879 yılında bir deneysel psikoloji laboratuarının kurulması ile birlikte, başlı başına bir bilim dalı olma özelliğini kazanmıştır. Söz konusu deneysel psikoloji laboratuarı, insan davranışlarının gözlemlenmesi amacı ile Wilhelm Wundt tarafından kurulmuştur.

Psikolojideki temel yaklaşımlar arasında yer alan yapısalcılık ise Wilhelm Wundt’u yakından takip eden Titchener’dir. Yapısalcılığa göre, kişinin kendi davranışlarını ve duygularını kendisinin test edebileceği savunulmaktadır. Seziş, içsel duygular ve düşünce terimleri, yapısalcılıkla yakından bağlantılı olarak kullanılır.

İç gözlem yöntemi ile tüm bu terimlerin mümkün olabileceği Titchener tarafından ileri sürülmektedir. İç gözlem, kişinin kendi davranışlarını incelemesi olup, içe bakış olarak da nitelendirilebilmektedir. Kişi buna göre, etki ya da olaylar karşısında hissettiklerini dile getirebilir ve anlatabilir.

İşlevselcilik

İşlevselcilik: İşlevselcilik, Pragmatizm temelli bir yaklaşımdır ve kurucusu William James’tir. Yapısalcılık yaklaşımına tepki olarak ortaya atılan işlevselcilikte, zihnin yapısından çok, nasıl çalıştığı ve ne yaptığı üzerinde durulmaktadır. İşlevselciliğe göre zihin, çevresine uyum sağlamaya çalışır. Öğrenme, düşünme, algılama gibi zihinsel süreçlere önem verir.

Davranışçılık

Davranışçılık: Davranışların, kişinin içinde bulunduğu çevreye göre değiştiğini savunan psikolojide temel yaklaşımlar arasında yer alan davranışçılık, psikolojinin gözlemlenebilir olduğu düşüncesi üzerinde de durmaktadır. John Watson, davranışçılığın kurucusu olarak kabul edilmektedir.

Yapısalcılığı, çevreye bakış açısı dolayısı ile işlevselcilik gibi davranışçulık da reddetmektedir. Davranışçılığa göre zihin doğuşta boş bir levhadır. Çevrenin etkileri ile şekillenir. Psikolojinin temel yaklaşımları içerisinde yer alan davranışçılık öğrenme sürecini, ödüllendirme koşullarına bağlamıştır. Buna göre, bir insana, istediğiniz gibi şekil ve yön verebilirsiniz.

Psikoanalitik Yaklaşım

Psikoanalitik Yaklaşım: Toplumsal baskılar ve cinsel güdülerin, davranışları oluşturduğunu ileri sürer. Bilinç dışı etkilerin davranışı şekillendirdiğini ileri süren psikoanalitik yaklaşım, Sigmund Freud tarafından oluşturulmuştur. İnsanın, saldırganlık ve cinsellik olmak üzere iki temel dürtüsü bulunmaktadır.

Bu dürtüler de genellikle toplum tarafından kabul edilmemektedir. Bu da yeni davranışların ortaya çıkması için oluşturulan bir zemin niteliğindedir. Psikoanalitik yaklaşıma göre insan doğuştan kötü ve bencildir. Bu nedenle davranış bozukluklarını ele alır ve bunların tedavisine yönelir.

Bilişsel Yaklaşım

Bilişsel Yaklaşım: İnsanın dışarıdan yönlendirilmediğini savunan bilişsel yaklaşıma göre, bunun tam aksi bir durum söz konusudur. İnsan çevresindeki uyarıcıları seçer, algılar, işler. Buna göre, insanın, çevresinde olan şeyleri anlamlandıran bir varlık olduğunu savunur.

Burada insanın aktif ve etken olduğunu söyleyebiliriz. Gestalt yaklaşım olarak da isimlendirilen bilişsel yaklaşımda bütünselci olmak, temel anlamı ifade etmektedir. Davranışçılık yaklaşımına tepki olarak ortaya çıkmıştır. Davranışçılıkta olduğunun aksine, zihinsel süreçlere önem vermektedir. Buna göre insan davranışları, tepki ve uyarılarla açıklanamaz.

Olgunlaşma Yaklaşımı

Olgunlaşma Yaklaşımı: Psikolojide temel yaklaşımlar arasında yer alan olgunlaşma yaklaşımı, Gessel tarafından oluşturulmuştur. Gelişimin biyolojik bir süreç olduğunu ileri sürer. Gelişimin olgunlaşma ile gerçekleştiği düşünüldüğü için de bu noktada, çevresel etkenlerin varlığını kabul etmemektedir. Gelişim genel olarak genlerden etkilenmektedir; buna bireysel farklılıklar da dahildir.

Hümanist Yaklaşım

Hümanist Yaklaşım: İnsanın özgür bir varlık olduğunu savunan yaklaşıma göre insan kendi davranışlarını yönlendirebilir, örgütleyebilir. Maslow ve Carl Rogers, hümanist yaklaşım kurucuları arasında yer almaktadır. İnsanın doğuştan iyi bir varlık olduğunu savunur. Her birey eşsiz ve tektir ve seçme şansına da sahiptir. İnsanın dışarıdan alabileceği tek müdahale, kendini geliştirmesine katkıda bulunur. Aksi bir durum söz konusu değildir.

Biyolojik Yaklaşım

Biyolojik Yaklaşım: Psikolojide temel yaklaşımlara göre biyolojik yaklaşım, beyindeki kimyasal olayların, çevresel etkenlere göre değişebildiği yaklaşım olarak belirtilmektedir. Bu değişimler davranışlara da yansımaktadır. Donald O Hebb ve Mayer, bu yaklaşımın öncüleri niteliğindedir.

Temelini doğal ayıklamanın ortaya çıkardığı biyolojik yaklaşımın, işlevselcilikten etkilenilmesi sonucunda ortaya çıktığı bilinmelidir. Davranışların insanlara kalıtsal olarak geçmesi süreci, doğal ayıklamayı oluşturmaktadır.

Psikolojinin temel yaklaşımları bu şekilde genellikle birbirleri ile zıtlaşma şeklinde ortaya çıkmıştır.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Yandex.Metrica Gizlilik Politikaları